Ukrayna'ya ilk gidişimizdi ve başlangıcı başkent Kiev'den yaptık. Sağdan soldan Ukrayna'nın hep ne kadar güzel olduğunu ve fiyat performans açısından on numara bir rota olduğunu sık sık duymuştuk. Biz de sonunda uygun bir bilet bulup 3 günlüğüne Kiev seyahatimizi ayarladık. Kışın soğuk olur diye Haziran'da gitmeye karardık ve 32 derece ve güneşli bir hava bizi bekliyordu. Sanırım en güzel mevsimde gitmişiz. Sokaklar cıvıl cıvıl, insanlar yazın tadını doyasıya çıkarıyordu. Özetle biz Kiev'i sevdik ve düşük bütçeyle çok güzel bir Avrupa seyahati yapabileceğiniz bir rota.
Kiev paylaşımlarımı #oookiev hashtaginden takip edebilirsiniz.
Nasıl gidilir ✈️: İstanbuldan THY ve Ukrayna havayollarının (UIA) direkt uçuşu var. Özellikle UIA'nın iyi promosyonları oluyor ve uygun bilet bulmak mümkün. Pegasus ise Ankara ve İzmir'den direkt uçuyor.
Ne zaman gidilir 📅: Kışını yaşamadım ama aşırı soğuk olduğunu tahmin ediyorsunuzdur. Bence Bahar ve Yaz ayları ideal. Haziran başı kavurucu bir sıcak vardı ve şehir çok hareketliydi.
Vize 🛂: Vize yok!! Hatta pasaporta bile ihtiyacınız yok. Nüfus cüzdanınızla ülkeye giriş yapabilirsiniz.
Konaklama 🏨: Biz Podil bölgesindeki Bursa Hotel Kiev'de konakladık ve tek kelimeyle bayıldık. Aşırı cool bir otel ve eğlenceli. Detaylı yazıyı okumak için tıkla.
Ulaşım 🚋: Taksilerden uzak durup UBER'i tercih edin derim. Toplu taşıma da gayet yaygın ve metroyla çoğu yere rahatça gidebilirsiniz. Havaalanından en rahat seçenek UBER. Trafik olmadığı taktirde yolculuk 12 Euro tutuyor. Diğer bir alternatif Sky Bus (Havaş gibi).
Örnek program 👣: Kiev'i gezmek için 3-4 günlük bir seyahat yeterli. Gitmişken Chernobyl turununa katılmak isteyebilirsiniz, buna bir tam gün ayırmalısınız.
Kiev'de neler yapılır? Gelin size Kiev'de geçirdiğimiz üç günde nereleri gezdik, ne yedik ne içtik...
Otelimizin olduğu ve gezimizin başlangıç noktası olan Podil mahallesinden başladık. Burası Kiev'in en eski mahallelerinden ve limana yakınlığından dolayı eskiden şehrin ana ticaret limanı. Renkli ve hareketli bir bölge. Üniversiteye yakınlığından dolayı sokaklar uygun fiyatlı pub ve mekanlarla dolu. Özellikle gençlerin tercih ettiği cool bir bölge. Kadıköy diyebiliriz kısaca :)
Sokaklar ilk bakışta biraz dökük görünse de kesinlikle uğrayıp buraları gezin. En keyifli zamanı Cumartesi akşamı. Hafta sonu Kontraktova meydanından kocaman bir açık hava pazarı kurulmuştu ve hediyelik eşya ve ayak üstü atıştırmalık bir sürü seçenek vardı.
Kahvaltı için Honey, London veya Stories Cafe. Kahve için Esspressoholic, Coffee Jazz Bar veya First Point Espresso Bar. Öğle yemeği için Corner 13, WHITE NOISE Coffee veya Titka Klara (poğaçaları çok iyi!!!). Gece bar ve pis yemek için ise CRAFT vs PUB, One more pizza, Liberty Diner, 1818 Rooftop, Wood You Like bar. Daha lokal lezzetler peşindeyseniz de bu bölgede Nikala veya Pan Garbuzik.
Podil'e hemen komşu ve aşırı güzel bir mahalleye devam ediyoruz. Burası Vozdvyzhenka mahallesi ve kendinizi bir masal setinde hissedeceğiniz bir yer. Burası yeniden inşa edilen bir emlak projesi aslında. Evler Art Nouveau tarzında ve rengarenk. Bana Akaretleri andırdı.
Evler dışında burada çok hoş cafeler, restoran ve butikler var. Mutlaka uğrayın! Titka Klara, Holy Beans Coffee, Whitebeard Blackbird ve To Be burada uğrayabileceğiniz güzel mekanlar.
Podil'i ve Old Kiev'i bağlayan çok güzel bir yokuştan yürüyoruz. Bu arada yokuşu inmeniz daha mantıklı olur, biz 35 derecede çıktık öğle sıcağında, tavsiye etmiyorum. Burası Andriivs'kyi descent. St. Andrew's kilisesinden başlayıp Podil'deki Kontraktova meydanında son bulan çok keyifli bir yürüyüş.
Yol boyunca, özellikle hafta sonları, size hediyelik eşya satan bir sürü stand eşlik ediyor. Yokuşun sonunda Lviv Handmade Chocolate'da benim için bir limonata ve çilek fondü keyfi yapmayı ihmal etmeyin. Diğer güzel mekanlar ise Druzi (avluda keyifli cafe) ve akşam yemeği için Kanapa. Ya da Petra Sahaidachnoho adlı sokakta bir sürü yeme içme alternatifi bulmanız mümkün. Mesela Momo.
St. Andrews kilisesine hemen komşu St. Michael's Golden-Domed Monastery var. Yine muhteşem bir mimariye sahip altın kubbeli bir yapı. Buraya da mutlaka uğrayın.
Arkasında şehrin tepesine konumlanmış çok güzel bir park var (Volodymyrska Hill). Burada mutlaka yürüyüş yapıp parkın içinde olan çeşitli manzara noktasından şehre yukarıdan bakın. İsterseniz kıyıya kadar inen patika yollar var ve kıyıya ulaştıktan sonra yaya köprüsü olan Parkovyy Mist adlı köprüden gün batımını izleyebilir veya beach clubların olduğu Trukhaniv adasına geçebilirsiniz. Kievliler burada yazın tadını çıkarıp suya giriyor (pek tavsiye edilmiyor).
Biz gittiğimizde ArtHall D12'de seramik eşye pazarı ve çok güzel bir manzara terası ve streetfood pazarı vardı. Önünden geçerken mutlaka bir bakın.
Parkın öbür ucundan çıkıp Kostolna St'e ulaşıyoruz. Bu tatlı sokak sizi doğrudan şehrin Taksim meydanı olan Independence Square'e (Özgürlük meydanı) götürüyor. Yol boyunca şirin cafeler, hatta hafta sonu biz oradayken yine bir sokak pazarı, eşlik ediyor. Art Eclair veya Tres Francais dinlenmek için güzel mekanlar.
Özgürlük meydanı ve Khreschatyk bulvarı
Özgürlük meydanını geçtikten sonra karşınıza devasa bir bulvar çıkıyor. Burası şehrin ana alışveriş caddesi ve mutlaka ziyaret etmelisiniz. Yol üstündeki Bilyy Nalyv'de 1 Euroya Hot Dog veya istiridye yemeği unutmayın. Yine mutlaka denemeniz gereken Ukrayna usülü sosisliden denemek için Kyivska perepichka adlı mekana uğrayın.
Başka güzel yeme/içme adresi: ONE LOVE coffee, Boulangerie Artisan, Barman Dictat, Loggerhead
Khreschatyk bulvarını bitirdikten sonra biraz daha ilerleyip restoran ve cafelerin olduğu şirin bir bölgeye geliyoruz. Rohnidynska sokağından girip buralarda beğendiğiniz mekana oturabilirsiniz. Benim favorilerim: Titka Klara, Alchemist Bar, Milk Bar, Dogs & Tails.
St. Sophia katedraline doğru gitmek için bu sefer Pushkinska sokağından yürüyoruz. Yine güzel binalar ve cafeler karşımıza çıkıyor ve yolun sonunda yine Özgürlük meydanına ulaşıyoruz. Burada gözüme çarpan ve not aldığım mekanlar: Urban Space, Madame Josy, Arbequina ve Korchma Taras Bulba. Sofiivs'ka sokağından kaptırıp St. Sophia katedraline doğru tırmanıyoruz. Burada da yine bol bol keyifli mekan var: Lviv Croissant, Whisky Corner, The Drinkery ve. Espresso Window.
Ve yolun sonunda St. Sophia katedraline ulaşıyoruz. İsmi ve mimarisi Aya Sofya'dan esinlenmiş. Giriş ücretli.
Kiev'de dolu dolu üç gün geçirdik hatta bazı gitmek istediğimiz yerele vakit kalmadı, örneğin The Motherland heykeli. Fiyatlar Avrupa'nın diğer şehirlerine göre gerçekten çok uygun ve yeme içme açısından da çok zengin ve keyifli bir şehir. E vize ve pasaport da gerekli değil. Bence hemen bilet bakmaya başlayın :)
Yorumlar